2. İsa ne yaptı?

İsa neden  böyle  yaptı?  Bizi  ölüm den kurtarmak için yaptı.

Neyle yaptı? Tanrı'nın sevgisiyle

1.Bu dünyaya geldi.(Doğuş)[Matta1:18-23]

2.Çarmıhta Öldü.(Ölüm)[Matta27:1-66]

3.Ölüm den Dirildi.(Diriliş)[Matta28:1-20]

4.GöKlere yükseldi(yükseliş)[Luka24:36-53]

5)Tekrar gelecek(İkinci Geliş)

2. İsa ne yaptı:  


1)Bu dünyaya geldi.(Doğuş)[Matta1:18-23]

18 İsa Mesih'in doğumu şöyle oldu: Annesi Meryem, Yusuf'la nişanlıydı. Ama birlikte olmalarından önce Meryem'in Kutsal Ruh'tan gebe olduğu anlaşıldı. 19 Nişanlısı Yusuf, doğru bir adam olduğu ve onu herkesin önünde utandırmak istemediği için ondan sessizce ayrılmak niyetindeydi. 20 Ama böyle düşünmesi üzerine Rab'bin bir meleği rüyada ona görünerek şöyle dedi: “Davut oğlu Yusuf, Meryem'i kendine eş olarak almaktan korkma. Çünkü onun rahminde oluşan, Kutsal Ruh'tandır. 21 Meryem bir oğul doğuracak. Adını İsakoyacaksın. Çünkü halkını günahlarından O kurtaracak.”

22 Bütün bunlar, Rab'bin peygamber aracılığıyla bildirdiği şu söz yerine gelsin diye oldu: 23 “İşte, kız gebe kalıp bir oğul doğuracak; adını İmmanuel koyacaklar.” İmmanuel, Tanrı bizimle demektir.

24 Yusuf uyanınca Rab'bin meleğinin buyruğuna uydu ve Meryem'i eş olarak yanına aldı. 25 Ama oğlunu doğuruncaya dek Yusuf ona dokunmadı. Doğan çocuğun adını İsa koydu.


2)Çarmıhta Öldü.(Ölüm)[Matta27:1-66]

1 Sabah olunca bütün başkâhinlerle halkın ileri gelenleri, İsa'yı ölüm cezasına çarptırmak konusunda anlaştılar. 2 O'nu bağladılar ve götürüp Vali Pilatus'a teslim ettiler.3 İsa'ya ihanet eden Yahuda, O'nun mahkûm edildiğini görünce yaptığına pişman oldu. Otuz gümüşü başkâhinlere ve ileri gelenlere geri götürdü. 4 “Ben suçsuz biriniele vermekle günah işledim” dedi.Onlar ise, “Bundan bize ne? Onu sen düşün” dediler.5 Yahuda paraları tapınağın içine fırlatarak oradan ayrıldı, gidip kendini astı.6Paraları toplayan başkâhinler, “Kan bedeli olan bu paraları tapınağın hazinesine koymak doğru olmaz” dediler. 7 Kendi aralarında anlaşarak bu parayla yabancılar için mezarlık yapmak üzere Çömlekçi Tarlası'nı satın aldılar. 8 Bunun için bu tarlaya bugüne dek “Kan Tarlası” denilmiştir. 9-10 Böylece Peygamber Yeremya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelmiş oldu:“İsrailoğulları'ndan kimilerininO'na biçtikleri değerin karşılığı olanOtuz gümüşü aldılar;Rab'bin bana buyurduğu gibi,Çömlekçi Tarlası'nı satın almak için harcadılar.”11 İsa valinin önüne çıkarıldı. Vali O'na, “Sen Yahudiler'in Kralı mısın?” diye sordu.İsa, “Söylediğin gibidir” dedi.12 Başkâhinlerle ileri gelenler O'nu suçlayınca hiç karşılık vermedi. 13 Pilatus O'na, “Senin aleyhinde yaptıkları bunca tanıklığı duymuyor musun?” dedi. 14 İsa tek konuda bile ona yanıt vermedi. Vali buna çok şaştı.15 Her Fısıh Bayramı'nda* vali, halkın istediği bir tutukluyu salıvermeyi adet edinmişti. 16 O günlerde Barabba adında ünlü bir tutuklu vardı. 17 Halk bir araya toplandığında, Pilatus onlara, “Sizin için kimi salıvermemi istersiniz, Barabba'yı mı, Mesih denen İsa'yı mı?” diye sordu. 18 İsa'yı kıskançlıktan ötürü kendisine teslim ettiklerini biliyordu.

19 Pilatus yargı kürsüsünde otururken karısı ona, “O doğru adama dokunma. Dün gece rüyamda O'nun yüzünden çok sıkıntı çektim” diye haber gönderdi.20 Başkâhinler ve ileri gelenler ise, Barabba'nın salıverilmesini ve İsa'nın öldürülmesini istesinler diye halkı kışkırttılar.21 Vali onlara şunu sordu: “Sizin için hangisini salıvermemi istersiniz?”

“Barabba'yı” dediler.22 Pilatus, “Öyleyse Mesih denen İsa'yı ne yapayım?” diye sordu.

Hep bir ağızdan, “Çarmıha gerilsin!” dediler.23 Pilatus, “O ne kötülük yaptı ki?” diye sordu.

Onlar ise daha yüksek sesle, “Çarmıha gerilsin!” diye bağrışıp durdular.24 Pilatus, elinden bir şey gelmediğini, tersine, bir kargaşalığın başladığını görünce su aldı, kalabalığın önünde ellerini yıkayıp şöyle dedi: “Bu adamın kanından ben sorumlu değilim. Bu işe siz bakın!”25 Bütün halk şu karşılığı verdi: “O'nun kanının sorumluluğu bizim ve çocuklarımızın üzerinde olsun!”26 Bunun üzerine Pilatus onlar için Barabba'yı salıverdi. İsa'yı ise kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere teslim etti.27 Sonra valinin askerleri İsa'yı vali konağına götürüp bütün taburu başına topladılar. 28 O'nu soyup üzerine kırmızı bir kaftan geçirdiler. 29 Dikenlerden bir taç örüp başına koydular, sağ eline de bir kamış tutturdular. Önünde diz çöküp, “Selam, ey Yahudiler'in Kralı!” diyerek O'nunla alay ettiler. 30 Üzerine tükürdüler, kamışı alıp başına vurdular. 31 O'nunla böyle alay ettikten sonra kaftanı üzerinden çıkarıp kendi giysilerini giydirdiler ve çarmıha germeye götürdüler.

32 Dışarı çıktıklarında Simun adında Kireneli bir adama rastladılar. İsa'nın çarmıhını ona zorla taşıttılar. 33-34 Golgota, yani Kafatası denilen yere vardıklarında içmesi için İsa'ya ödle karışık şarap verdiler. İsa bunu tadınca içmek istemedi.

35 Askerler O'nu çarmıha gerdikten sonra kura çekerek giysilerini aralarında paylaştılar. 36 Sonra oturup yanında nöbet tuttular. 37 Başının üzerine,BU, YAHUDİLER'İN KRALI İSA'DIR diye yazan bir suç yaftası astılar.38 İsa'yla birlikte, biri sağında öbürü solunda olmak üzere iki haydut da çarmıha gerildi. 39-40 Oradan geçenler başlarını sallayıp İsa'ya sövüyor, “Hani sen tapınağı yıkıp üç günde yeniden kuracaktın? Haydi, kurtar kendini! Tanrı'nın Oğlu'ysan çarmıhtan in!” diyorlardı.

41-42 Başkâhinler, din bilginleri ve ileri gelenler de aynı şekilde O'nunla alay ederek, “Başkalarını kurtardı, kendini kurtaramıyor” diyorlardı. “İsrail'in Kralı imiş! Şimdi çarmıhtan aşağı insin de O'na iman edelim. 43 Tanrı'ya güveniyordu; Tanrı O'nu seviyorsa, kurtarsın bakalım! Çünkü, ‘Ben Tanrı'nın Oğlu'yum’ demişti.” 44 İsa'yla birlikte çarmıha gerilen haydutlar da O'na aynı şekilde hakaret ettiler.45 Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü. 46 Saat üçe doğru İsa yüksek sesle, “Eli, Eli, lema şevaktani?” yani, “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” diye bağırdı.47 Orada duranlardan bazıları bunu işitince, “Bu adam İlyas'ı çağırıyor” dediler.48 İçlerinden biri hemen koşup bir sünger getirdi, ekşi şaraba batırıp bir kamışın ucuna takarak İsa'ya içirdi. 49 Öbürleri ise, “Dur bakalım, İlyas gelip O'nu kurtaracak mı?” dediler.

50 İsa, yüksek sesle bir kez daha bağırdı ve ruhunu teslim etti.51 O anda tapınaktaki perde yukarıdan aşağıya yırtılarak ikiye bölündü. Yer sarsıldı, kayalar yarıldı. 52 Mezarlar açıldı, ölmüş olan birçok kutsal kişinin cesetleri dirildi. 53 Bunlar mezarlarından çıkıp İsa'nın dirilişinden sonra kutsal kente girdiler ve birçok kimseye göründüler.54 İsa'yı bekleyen yüzbaşı ve beraberindeki askerler, depremi ve öbür olayları görünce dehşete kapıldılar, “Bu gerçekten Tanrı'nın Oğlu'ydu!” dediler.

55 Orada, olup bitenleri uzaktan izleyen birçok kadın vardı. Bunlar, Celile'den İsa'nın ardından gelip O'na hizmet etmişlerdi. 56 Aralarında Mecdelli Meryem, Yakup ile Yusuf'un annesi Meryem ve Zebedi oğullarının annesi de vardı.

57 Akşama doğru Yusuf adında zengin bir Aramatyalı geldi. O da İsa'nın bir öğrencisiydi. 58 Pilatus'a gidip İsa'nın cesedini istedi. Pilatus da cesedin ona verilmesini buyurdu. 59-60 Yusuf cesedi aldı, temiz keten beze sardı, kayaya oydurduğu kendi yeni mezarına yatırdı. Mezarın girişine büyük bir taş yuvarlayıp oradan ayrıldı. 61 Mecdelli Meryem ile öteki Meryem ise orada, mezarın karşısında oturuyorlardı.62-63 Ertesi gün, yani Hazırlık Günü'nden* sonraki gün, başkâhinlerle Ferisiler Pilatus'un önünde toplanarak, “Efendimiz” dediler, “O aldatıcının, daha yaşarken, ‘Ben öldükten üç gün sonra dirileceğim’ dediğini hatırlıyoruz. 64 Onun için buyruk ver de üçüncü güne dek mezarı güvenlik altına alsınlar. Yoksa öğrencileri gelir, cesedini çalar ve halka, ‘Ölümden dirildi’ derler. Son aldatmaca ilkinden beter olur.”65 Pilatus onlara, “Yanınıza asker alın, gidip mezarı dilediğiniz gibi güvenlik altına alın” dedi. 66 Onlar da askerlerle birlikte gittiler, taşı mühürleyip mezarı güvenlik altına aldılar.


3)Ölüm den Dirildi.(Diriliş)[Matta28:1-20]

1 Şabat Günü'nü* izleyen haftanın ilk günü, tan yeri ağarırken, Mecdelli Meryem ile öbür Meryem mezarı görmeye gittiler.

2 Ansızın büyük bir deprem oldu. Rab'bin bir meleği gökten indi ve mezara gidip taşı bir yana yuvarlayarak üzerine oturdu. 3 Görünüşü şimşek gibi, giysileri ise kar gibi bembeyazdı. 4 Nöbetçiler korkudan titremeye başladılar, sonra ölü gibi yere yıkıldılar.

5 Melek kadınlara şöyle seslendi: “Korkmayın! Çarmıha gerilen İsa'yı aradığınızı biliyorum. 6 O burada yok; söylemiş olduğu gibi dirildi. Gelin, O'nun yattığı yeri görün. 7 Çabuk gidin, öğrencilerine şöyle deyin: ‘İsa ölümden dirildi. Sizden önce Celile'ye gidiyor, kendisini orada göreceksiniz.’ İşte ben size söylemiş bulunuyorum.”

8 Kadınlar korku ve büyük sevinç içinde hemen mezardan uzaklaştılar; koşarak İsa'nın öğrencilerine haber vermeye gittiler. 9 İsa ansızın karşılarına çıktı, “Selam!” dedi. Yaklaşıp İsa'nın ayaklarına sarılarak O'na tapındılar. 10 O zaman İsa, “Korkmayın!” dedi. “Gidip kardeşlerime haber verin, Celile'ye gitsinler, beni orada görecekler.”

11 Kadınlar daha yoldayken nöbetçi askerlerden bazıları kente giderek olup bitenleri başkâhinlere bildirdiler. 12-13 Başkâhinler ileri gelenlerle birlikte toplanıp birbirlerine danıştıktan sonra askerlere yüklü para vererek dediler ki, “Siz şöyle diyeceksiniz: ‘Öğrencileri geceleyin geldi, biz uyurken O'nun cesedini çalıp götürdüler.’ 14 Eğer bu haber valinin kulağına gidecek olursa biz onu yatıştırır, size bir zarar gelmesini önleriz.” 15 Böylece askerler parayı aldılar ve kendilerine söylendiği gibi yaptılar. Bu söylenti Yahudiler arasında bugün de yaygındır.

16 On bir öğrenci Celile'ye, İsa'nın kendilerine bildirdiği dağa gittiler. 17 İsa'yı gördükleri zaman O'na tapındılar. Ama bazıları kuşku içindeydi. 18 İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. 19 Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıylavaftiz edin; 20 size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.”


4)GöKlere yükseldi(yükseliş)[Luka24:36-53]

36 Bunları anlatırlarken İsa gelip aralarında durdu. Onlara, “Size esenlik olsun!” dedi.

37 Ürktüler, bir hayalet gördüklerini sanarak korkuya kapıldılar. 38 İsa onlara, “Neden telaşlanıyorsunuz? Neden kuşkular doğuyor içinizde?” dedi. 39 “Ellerime, ayaklarıma bakın; işte benim! Dokunun da görün. Hayaletin eti kemiği olmaz, ama görüyorsunuz, benim var.”

40 Bunu söyledikten sonra onlara ellerini ve ayaklarını gösterdi. 41 Sevinçten hâlâ inanamayan, şaşkınlık içindeki öğrencilerine, “Sizde yiyecek bir şey var mı?” diye sordu. 42 Kendisine bir parça kızarmış balık verdiler. 43 İsa onu alıp gözlerinin önünde yedi.

44 Sonra onlara şöyle dedi: “Daha sizlerle birlikteyken, ‘Musa'nın Yasası'nda, peygamberlerin yazılarında ve Mezmurlar'da benimle ilgili yazılmış olanların tümünün gerçekleşmesi gerektir’ demiştim.”

45 Bundan sonra Kutsal Yazılar'ı anlayabilmeleri için zihinlerini açtı. 46-47 Onlara dedi ki, “Şöyle yazılmıştır: Mesih acı çekecek ve üçüncü gün ölümden dirilecek; günahların bağışlanması için tövbe çağrısı da Yeruşalim'den başlayarak bütün uluslara O'nun adıyla duyurulacak. 48 Sizler bu olayların tanıklarısınız. 49 Ben de Babam'ın vaat ettiğini size göndereceğim. Ama siz, yücelerden gelecek güçle kuşanıncaya dek kentte kalın.”

50 İsa onları kentin dışına, Beytanya'nın yakınlarına kadar götürdü. Ellerini kaldırarak onları kutsadı. 51 Ve onları kutsarken yanlarından ayrıldı, göğe alındı. 52 Öğrencileri O'na tapındılar ve büyük sevinç içinde Yeruşalim'e döndüler. 53 Sürekli tapınakta bulunuyor, Tanrı'yı övüyorlardı.


 

5)Tekrar gelecek(İkinci Geliş)                                                                                          Mesih, dünyadaki vazifesini tamamlayıp göklerdeki Baba’nın yanına, görkemli tahtına dönmeden önce, son günde dünyayı yargılamak ve kendisine ait olanları yanına almak için, görkemiyle bulutlar içerisinde tekrar geleceğini; fakat bu sefer Tanrısal yetkilerde olacağını defalarca açıkça bildirmişti. Öğrencileri ise bu sözleri ve iddiaları ilk duyduklarında, çarmıhta öleceğini ya da ölümden dirileceğini söylediğinde olduğu gibi, yine kuşkuyla karşılamışlardı. Bu, kavraması ve kabullenmesi güç bir iddiaydı.

Evet, gerçekten de o zamana gitsek ve İnsanoğlu’yla beraber biz de o şartlarda yaşasak; her ne kadar mucizelerine tanık olsak bile, söylediği bu iddialı sözleri kavramanın, kabul etmenin ve bu sözlere iman edip teslim olmanın gerçekten de çok zor olduğunu görebiliriz.

İsa Mesih, “Baba kimseyi yargılamaz, bütün yargılama işini Oğul’a vermiştir. Öyle ki, herkes Baba’yı onurlandırdığı gibi Oğul’u onurlandırsın. Oğul’u onurlandırmayan, O’nu gönderen Baba’yı da onurlandırmaz.’’ (Yuhanna 5: 22-23) dediğinde ya da tapınakta Başkahin ve kahinler tarafından yargılandığında, “Ve sizler, İnsanoğlu’nun Kudretli Olan’ın sağında oturduğunu ve göğün bulutlarıyla geldiğini göreceksiniz.” dediğinde, Tanrısallığını ve Baba Tanrı’ya denk oluşunu ortaya koyuyordu. Son günün gelip de her insanın ölümden dirilerek yaptıklarının hesabını vereceği günde, yargılama yetkisinin kendisinde olacağını ilan ediyordu.

 

Mesih'in ikinci gelişi görkemli olacaktır


Yargı Günü ve İsa Mesih

Nasıl ki Mesih’in ilk gelişi insanlığın günahtan kurtulması için, Tanrı’nın attığı en önemli adımsa ve çarmıh, günaha karşı en büyük zaferse; Mesih’in ikinci gelişi de insanlığın en son düşmanı olan ölüme karşı, Tanrı’nın vurduğu son darbe olacaktır. Elçi Pavlus, Romalılar 8. bölümde tüm yaratılışın ve Ruh’un turfandasına sahip olan bizlerin bu umutla, yani evlatlığa alınma ve bedenlerimizin kurtuluşuna duyduğumuz özlemle içimizde tutuşan, “inleme”den bahsetmektedir.

Bir fabrikanın tasarlanıp inşa edilmesindeki nihai amaç, planlanan ürünü ortaya çıkarmaktır. Haliyle bu ürün, kolaylıkla ortaya çıkmayacak; çok alın teri ve emek harcanacaktır. Fakat ürün ortaya çıktığında ise, tüm sıkıntılar unutulacak ve emeğin karşılığını almanın sevinci yaşanacaktır. Aynı bir annenin doğum sancıları çekip de bir çocuk dünyaya getirmenin sevincini yaşaması gibi.

Çok açıktır ki; Tanrı da yarattığı bu muazzam evren fabrikasında bizleri işlemekte ve terbiye etmektedir. Ancak bizler henüz fabrikanın ürün hattında işlem görmeye devam ediyoruz. Mesih’in benzerliğinde her gün lütuf üzerine lütuf, izzet üzerine izzet alarak; sevgide kutsal ve kusursuz olmak için değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Tanrı sayesinde oluyor. Umudumuzu Mesih İsa’nın ikinci gelişine bağladık. O tekrar geldiği zaman bu, O’nun ilk gelişine benzemeyecek.

Tanrısal yetkisiyle kendisine ait ölüleri dirilttiği gibi, o zaman hayatta olanları da bir anda kendi benzerliğinde değiştirecek ve bizlere ölümsüz bedenler armağan edecek. İşte kurtuluş budur, özlem budur, lütuf budur, inleyerek hasretle beklememizin sebebi budur. Yeni bedenlerimizle, sonsuzluğu miras alanlar olarak, Tanrı’nın tahtına yanaşacağız ve Eyüp’ün dediği gibi, “O’nu kendim göreceğim, kendi gözlerimle, başkası değil. Yüreğim bayılıyor bağrımda!” diyeceğiz.

 

Mesih yaşayanları ve ölüleri yargılamak için tekrar gelecektir


Belirtiler

Mesih, ikinci gelişinden önce olacak belirtilerle ilgili yine peygamberlikte bulunarak: “Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyacaksınız. Sakın korkmayın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir. Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak. Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır.’’ (Matta 24:6-8) uyarılarını yapmıştır.

Her ne kadar son günün ne zaman olduğunu bilemesekte, dünyanın gidişatının pek iyi olmadığını görebiliyoruz. Dünyayı defalarca yok etmeye yetecek toplu imha silahları mevcut ve bu silahlar maalesef, çok kolaylıkla şeytanın oyuncağı olabilen insanların ellerinde. Einstein’ın şu manidar, “3. Dünya Savaşı olur mu bilmiyorum, ama 4. Dünya Savaşı ok ve mızraklarla olacak!” sözü de kulaklarımızda çınlamaktadır. Mesih, her şeye rağmen şu cümlesinin sonunda bize bir umut vermektedir: “Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır.”

Yüce merhametiyle insanların yapmış oldukları kötülükleri iyiliğe çeviren, tufan ile Nuh’u ikinci Adem yapan, Yusuf’a yapılan ihaneti o zamanki dünya için berekete çeviren, insanlığın en büyük yüz karası olan çarmıhı insanlık için aklanma umudu yapan Tanrı; yeni dünyayı, yeni göksel düzeni, Göksel Yeruşalim’i kurmak için insanlığı; savaşlara, depremlere, kıtlıklara terk edebilir. İnsanlığın günahları bir Mesih-karşıtı doğuracaktır. Nasıl ki 2. Dünya Savaşı’ndan önceki milliyetçi akımlar Hitler gibi, Mussolini gibi diktatörler doğurduysa. Bunlar, insanlığın en büyük doğum sancıları olacaktır. Mesih imanlılarının ikinci geliş ve kurtuluş için olan yakarışları doruğa ulaşacaktır. Mesih’in bizleri uyardığı gibi, “Sonuna kadar dayanan kurtulacaktır!” (Matta 24: 13)

Tanrı tek umudumuz, tek dayanağımızdır. Mesih’in ikinci gelişinde zafer alayında olabilmek için şimdi Tanrı’nın tahtına yaklaşalım ve O’na sığınalım. O, sabrın kaynağıdır; bize gerekli olan sabrı ve metaneti verecektir.